13 Eylül 2009 Pazar

Balıkçınız "Jaws Kenan"


Balıkçınız "Jaws Kenan"Kenan Balcı, nam-ı diğer Jaws Kenan'ın balıkçılar hatta balıklar âlemindeki yeri oldukça farklı. Özellikle "yolu Türk sularına düşen köpekbalığı" camiasındaki yeri...

1980'lerin ortalarından beri, Türkiye sularında yakalanan hemen hemen tüm köpekbalıkları onun tezgâhında teşhir ediliyor. Jaws Kenan 52 yaşında. İlkokulu bitirdiği günden beri balıkçılık yapıyor. Tezgâhına oturtup, milletin seyrine sunduğu ilk köpekbalığını da kendisi yakalamış. Hem de sıradan bir balık değil, söylediğine göre "Jaws'ın küçüğü"ymüş bu: "Biz başka balık avlarken, avladığımız balıkları yemeye geldi. Ava giderken avlandı yani. 300 kiloluk bir balıktı.

" İlk "kişisel sergi"sini Bakırköy'deki balıkçı tezgâhında açmış. Sonra bakmış ki halkın ilgisi pek yoğun; hemen el ilanları yaparak, okullar dahil tüm kalabalık mekânlara dağıtmış. Sonra televizyoncular, gazeteciler derken, meşhur olmuş. Köpekbalıklarını görmeye gelenlerin sayısı da hızla artmış tabii. Öyle ki, Kartal'dan bir okul, öğrencilerini getirmiş buraya. Semtlerden bile özel talep gelmiş, "Abi, şu balığı bizim orada sergilesene" demişler. Kenan da tutmuş balığı, vinç üzerinde o semte götürmüş. Televizyon kanalları "E5'ten Jaws geçti" diye haber yapmış. Jaws Kenan, ömründe ilk defa köpekbalığı gören halkın tepkisini gülerek anlatıyor; görenler hayretler içinde kalıyormuş: "Balığı aniden görünce 'Ayy!' diyorlar, 'bu ne?' diyorlar, 'balık mı bu?' diyorlar." O da bu hayvanat için "denizlerin canavarı" diyormuş. En komik tepkileri de çocuklar veriyormuş: "Üstüne binen çocuklar mı dersin, tekme atanlar mı dersin, balığın dişleriyle oynayıp, 'Aa! Bunun dişi yok!' derken, elini kesen çocuklar mı dersin? Çocuklar anne, babalarına ısrar ediyor köpekbalığını görmek için. Bütün aile geliyorlar. Çocuklar balığa dokununca anneleri 'aman oğlum yapma, yer seni!' diye bağırıyor. Sanki canlı balık!"

"Çok uyanık balık bu; hissiyatı yüksek"

Bunca yoğun talebe rağmen, Jaws Kenan hiç özel olarak köpekbalığı avına çıkmamış. Tesadüfen yakalanan balıkları sergilemiş sadece. "Çok uyanık balık bu" diyor, "Hissiyatı yüksek. Öyle yakalamaya uğraşırsan yakalayamazsın." Zaten son yıllarda Türkiye sularındaki köpekbalığı sayısının azalmasından dertliymiş kendisi. Ancak o bunu, bilinçli veya hedef dışı avlanmaya değil, denizlerin kirliliğine bağlıyor. Ona göre, kirli denizde hamsi ve palamut azaldığı için, onları yemeye gelen köpekbalıkları da artık eskisi kadar uğramaz olmuş Türk sularına. Bu ilginç işle iştigal eden Jaws Kenan'ın başından ilginç olaylar da geçmiş. Seneler önce, "bir hevesle yaptık, kuruttuk" dediği köpekbalıklarını dükkânda bırakmış. Sonrasını anlatıyor: "Bir gece bir geldik ki kuruttuğumuz balıkların hepsini çalmışlar. Sonra bazı yerlerde araştırdık. Götürmüşler, giyim ürünü satan mağazaların vitrinlerine koymuşlar. İçim yandı!" O olaydan sonra, elinde kala kala dört, beş parçalık köpekbalığı uzvu kalmış.Jaws Kenan'ın, "Balıkçınız Kenan" isimli lokantasına girdiğimizde, itinayla mumyaladığı ve dükkânın en çok güneş alan yerine dizdiği bu balıklarla arasında güçlü bir sevgi bağı olduğunu düşünmüştük. Yanılmışız. Korkuyormuş köpekbalıklarından. Hatta onlar yüzünden denize giremiyormuş. Şöyle diyor: "İsmini duyunca bile ürperti geliyor içime. Onlar yüzünden kıyıda yüzebiliyorum sadece. Ama içimdeki balık sevgisi olmasa da yapamazdım bu işi."
Anlayacağınız, "bu ne sevgi ah, bu ne ıstırap" onunki.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder